My Motto

Be compassionate to the needy, Neither squander wealth nor hoard it. Never lose your sense of shame, if questions are asked of you, answer them frankly but do not ask too many yourself. Be manly and of good cheer. Never kill a foe who is begging for mercy and be ever loyal in love

Own your own way

Do Not Go Where The Path May Lead, Go Instead Where There Is No Path And LEAVE a TRAIL ....
By R. Waldo Emerson

Tuesday, August 9, 2011

NBA

Yıllardır ilgimi çeken, ilk gördüğüm zamandan beri neredeyse hayranı olduğum NBA (Amerikan Ulusal Basketbol Ligi) logosunun hikayesini hep merak etmişimdir, geçenlerde bulduğum bu efsanevi logonun hikayesini sizlerle paylaşmak isterim.


1969 yılında, ABA (Amerikan Basketbol Birliği) karşısında daha popüler olmak isteyen NBA (Daha sonra 1976′da iki kurum NBA adı altında birleşmişlerdir.) yeni ve yaratıcı bir arayış içindeydi. Daha çok tanınmak için akılda kalıcı ve çekici bir logo tasarımı gerekiyordu. NBA yöneticileri Siegel+Gale’in kurucusu Alan Siegel’e giderek yardım istediler.

Siegel, bu yeni logo hakkında, ilham almak için spor magazin fotoğrafları arşivlerini tararken, karşısına Lakers’lı All-Star oyuncu Jerry West’in fotoğrafı çıktı ve dikkatini çekti.

Fotoğraf yeni NBA logosu için biçilmiş kaftandı. Dinamik, dikey, hareketli ve oyunun özünü anlatan…

Bir çok kişi NBA logosuna ilham veren ismin Jerry West olduğunu iddia etse de, Siegel -belki de- konuyu kişiselleştirmemek için bunu inkar ediyor. Siegel logodaki siluetin tüm dünyaya malolduğunu ve bir kişi ya da takımla ile tanımlanmasının yanlış olduğunu iddia etmekte.

Öte yandan NBA yöneticilerinden David Stern ise bu logoda kullanılan siluetin, West’e ait olduğuna dair ellerinde bir kayıt ya da kanıt olmadığını belirtiyor.

Her ne olursa olsun bugün dünya çapında yıllık 3 milyar dolarlık bir gelire sahip olan NBA kurumu ve logosu, ne kadar iddialı ve mükemmel bir seçim olduğunu bizlere kanıtlıyor.

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin

Mevlana


...
Üzülme, dert etme can.
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan,
yürüyebiliyorsan ne mutlu sana.
Elinde olmayanları söyleme bana.
Elinde olanlardan bahset can.
Üzülme.
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede veya bir bahar sabahında karşına çıkmış.
Bil ki, güzellikler de var bu hayatta.
Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
Hüzün olgunlaştırır,
Kaybetmek sabrı öğretir.

My Dear ISTANBUL

My Dear ISTANBUL